Hem çevre kirliliği hem de bölgede yaşayanları rahatsız eden kanalda, akan suyun arıtılmadan kanala verilmesi çevre sakinlerinin şikâyetlerini artırıyor. “Pis kokudan ve sineklerden, kapımızı penceremizi açmak bir yana dışarı çıkamaz hale geldik” sözlerini kullanan vatandaşlar, “Bu su ile suladığımız sebze ve meyveleri bile yemekten korkuyoruz” diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor. Organize Sanayi Bölgesindeki atık suyun Şahnahan Deresine akmasıyla birlikte, dereden ayrılan sulama kanalları da bu kirlikten nasibini alıyor. İhalesi geçtiğimiz günlerde yapılan ve bölge halkı tarafından büyük coşku ile karşılanan Artıma Tesisi ’nin bitimine kadar geçici çözüm bekleyen vatandaşlar,” Büyüklerimiz bizleri bu çileden kurtaracak bir yatırım yapıyor. Arıtma tesisi bu çileden kurtaracak bizi. Tesis yapılana kadar bir temizlik yapılırsa bizler için daha iyi olur. Kanalın başına bir filtre takılıp temiz suyun gelmesi sağlansın.” dedi.
Lacivert Görüntü Yeşil Malatya’ya Yakışmıyor
Suyun bir an evvel kapalı sisteme alınmasını bekleyen çevre sakinlerinin de bir önerisi var. “Bu görüntü Malatya’ya yakışmıyor. Malatya’nın ortasından geçen lacivert renkli, içi çöp ve hayvan leşleriyle dolu, pislik yuvası haline gelmiş bu kanalın öncelikle görüntüsü Malatya’ya yakışmıyor. Büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla ilk yapıldığı yıllarda hayvanlar bu su ile sulanıyordu. İçinde zaman zaman balıklara rastlıyorduk. Berrak tertemiz bir su ile bahçelerimizi suluyorduk. Bu su bir an evvel kapalı sisteme alınmalı” ifadelerine yer veriyorlar.
Değil El Yıkamak, Sebze Bile Sulamıyoruz
Çevre sakinlerinden Doğan Korkmaz ise konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı. “Şimdi ise zift gibi su akıyor. Değil el yıkamak, sebzeler mikrop kapar diye sebze bile sulamıyoruz. Büyüklerimiz bu su ile abdest alıyordu, çocuklarımız yüzüyordu, Şimdi ise eldiven takarak ağaç suluyoruz. Arazilerimiz verimli. Ama su pis olduğu için sebze ekimi yapmıyoruz. Sadece ağaçlarımız kurumasın diye ağaçları suluyoruz. Bazı komşularımız kendi arazilerine açtıkları kuyulardan veya çevredeki doğal kaynaklardan akan sularla sebze suluyorlar. Eskiden balıkların yüzdüğü suyun içinde şimdi hayvan leşleri var. Yetkililerden ricamız bizi bir an önce bu pislikten kurtarmalarıdır. Diğer yandan bu suya misli misli para ödüyoruz. Burayı yönetenler senelerce böyle alıştırmışlar. Pislikten kokudan duramıyoruz. Bu su üzerindeki arazimizde bulunan 15-20 yaşındaki kayısı ağaçlarımız bu su ile sulana, sulana kurudular. Bu suyu da hizmet olarak bize veriyorlar. Kokudan pislikten duramıyoruz. Burada bir çevre felaketi var” diyerek yetkililere seslendiler.
>> A.Vahap Kaygusuz – Ebubekir Atilla (Özel Haber- Videolu)

